26 Haziran 2011 Pazar

Evlilikte ilk hafta

İlk hafta hemen geçti gitti. Pazartesi akşam artık evde yemek yiyeceğiz. Peki ama ne? KArşıda market karpuz-peynir bizi idare eder... İlk akşam olsun o kadar. Salı günü evdeyim zaten kahvaltı sonrası biraz alış veriş ve akşam için ilk ana yemek: enginar. Gayet güzel oldu. Hatta Tali salı akşam yemenin dışında çarşamba öğlen ve akşam da yedi. Beğenmese hayatta yemezdi :):)

(Sadece yemek mi  geçti, yook perşembe sabah erken kalkıp çamaşır astım.:) )

Diğer akşamlar biraz daha light geçti. Ama cumartesi akşamı değil. Evde baş başa yemek yiyelim, şarap içelim. Bir de güzel bir yemek yapalım... Yemek kitaplarına bakılır, elimizdeki malzemelere bakılır. Evet bulduk güzel bir tavuk yemeği ile semizotu salatası... Tamamdır. Ana yemek beşamel ve fesleğen soslu sebzeli tavuk ve yanında semizotu salatası... Gayet güzel oldu, hiçbir şey kalmadı...




Düğün Gecesi

düğün gecesi bence gerçekten mükemmeldi. Tam istediğim gibi bir geceydi. Umarım gelen herkes eğlenmiştir.
Fotoğraflar sonra:)

Neve Şalom'a Hazırlık

Hazırlık sırasında hissettiklerim
İnanamıyorum büyük gün geldi çattı :o) Hiç heyecan yok şimdilik....  Sabah 3.30 uyandım annemlerin yanına gittim, uyanıklar. Biraz sohbet muhabbet. Sonra dedim uyumalıyım. 4.30-5.30 arası uyudum. Sonra kalkıp bir duş, kahvaltı ve 7.00 kuaför geldi.. 7.30 Meyzi geldi. Saçlar başladı. Hava çok sıcak bana ilk fön çekildi ama neye yarar saçlar kıvırcık yine:) Makyaj başladı... saat 9.00 Esti geldi:o) Evet sıra ile arkadaşlar geliyor.  Artık benim saçımın yapımı başlasın... Saç bitti, kızlar geldi. Benden yorumlar: "hiç heyecanlı değilim, hadi heyecanlandırın beni". Sıra geldi giyinmeye hadi bakalım herkes biraz dokunsun, isimler yazılsın, çoraplar giyinilsin. Hazır sayılırım galiba. Duvak ve taç takılsın, son makyaj rötuşu ve spreyler... Ben hazırım...
Çiçek mi? O da geldi merak etmeyin:o) Hem de çok sevdiğim orkide geldi... Albiko verdi çiçeği :P Biraz fotoğraf çekelim, hadi ama heyecan lazım.. Yok yok heyecan yok.. Hadi artık yola çıkalım. Herkes insin ben sonra ineceğim  (pirinç şeker atılacak daha).... Zor da olsa bindim asansöre herkes aşağıda bekliyor. Babam da indi ben de ama tabii ki babam cep telefonunu unuttu yukarıda o çıksın ben de içeride beklerim. O da ne gelinliğimde kahverengi bir leke:( Kapıyı açtım seslendim gelinlik pislendi. Herkesten aynı cevap: bir şey olmaz. Nasıl bir şey olmaz? Ufff moralim bozuldu... Neyse babam geldi çıktık kafamızdan pirinçler atıldı.. Gelinliği gören aa pislenmiş diyor. Hemen ıslak mendiller ve temizlendi:) saat 11.05 arabaya bindik lkonvoy başlasın.

Arabada giderken babam bol fotoğraf ve kamera çekti. Her şey yolunda.... O da ne telefonla babamı Robiler arıyor, Tali yanımızdan geçmiş:) Amannn ikimiz de birbirimizi görmedik, ohh :)

Bol vakit var her yerde durduk, oyalandık. Neve Şalom'un oraya geldik ve başlasın heyecan! Tuvalete girmeliyim nolcak şimdi? Gelinlikle?

Telefonla Tali'nin girip girmediğini öğrendik. Tamam içeride artık kapıya doğru gidebiliriz. Kapıda Suzet, Belin ve Vivet. Hemen tuvalete gittik. Gelinkle baya zormuş, iyi ki yolda gördüm kızları da bana yardımcı oldular. :)

Veeee sıra geldi içeri girmeye; girdim ve tüm bakışlar üstümde. İnanılmaz bir duygu. Heyecan 10 kat arttı. Ellerim titriyor, gözlerden tutulamayan yaşlar... Sonrası malum, içeri girdik ve karşılaştık.
Hayatta tadılacak en güzel heyecanlardan biri olmalı bu. Bugüne kadar hiç bu şekilde hissetmemiştim. Şaka gibi, sevmeyi kendi seçtiğim bir insanla evleniyorum. (hayatta her zaman birilerini seversin, ama bu farklı değil mi?)


Süperrr :) Resimler de sonra geliyor.:)

13 Haziran 2011 Pazartesi

Kına gecesi

Ben kına gecesini bekarlığa vedanın içinde kınasız istedim. Tek istediğim kırmızı tül, "yüksek yüksek tepelere" şarkısı.
Ammaaaa
Bence rezalet bir şey bu. Her şeyi kırmızının içinde görüyorsun çevrende elinde mumla dönen bir sürü kız ve sürekli sana doğru gelip bakıyorlar: ağlıyor musun diye...

Doğrusu korkunç bir sahne belki biraz alkolün de etkisi var ama yine de çok acayipti...

Bu arada ağladım azıcık biraz duygusallıktan biraz da önceden ayağımı burktuğumdan...

Masa Düzeni

Masa düzeni bence en düşünülmesi gereken şey ama bir o kadar da düşünülmemesi gerekir.
Öncelikle herkesi aynı anda mutlu edemezsin. Zaten her bir kişinin mutluluğunu düşüneceksin diye de çileden çıkamazsın.
O onla oturmaz, onu senin masana yakın tut, ben şunla oturmak istiyorum. Bir kere herkesin dediğini yapmaya kalktığında ya 2-3 kişilik masalar olur ya da 20 kişilik. Tabii belirli bir sınır var herkes masaya sığamaz ki: max 12. Aileden birileri sorar 13 olsa olmaz mı? Olmuyor, sığmıyor...
Kimlerin masası nerede olmalı? Havuza yakınlık, piste yakınlık, vb detaylar. Acaba  havuz kenarında ve piste olmak mı daha iyi yoksa piste yakın ama havuz kenarında olmamak mı? Herkese göre değişken bir yanıt bu. Sonuçta herkes öyle ya da böyle oturuyor. Nasıl nerede oturduğundansa gecenin nasıl geçtiği bence daha önemli, umarım misafirlerimiz de aynı fikirdedirler.

Saç Provası

Duve taç ile prova zamanı geldi çattı....
Tacı ne kadar önden  taksam, duvak altta mı üstte mi? Çiçek mi taç mı ya da hiçbiri mi? Nasıl olacak hale bilmiyorum doğrusu....
3-4 model denendi hiç bir şey içime sinmedi. Önce ne istediğimi bilmeliyim değil mi?
Bir daha provaya gitme şansım olursa bir kaç model daha denerim. Yoksa da o sabah nasıl olursa....

Davetiye Dağıtımı

Uzun zamandır yazmıyordum. Şimdi arka arkaya yazarım.:o)

Davetiye listesi hazır isimler yazıldı ve sıra geldi dağıtıma. Bir sürü davetiye kime nasıl ulaştırılacak. Öncelikle biraz geç de olsa bazı arkadaşlarımın annelerine annem de davetiye verdiğini fark ettim. Ohh bir kısmına ulaştırmayı annem düşündü:) Geri kalanları da kim kime ulaştırabilir düşünerek ev ev dağıtmaya çalıştık. Maksimum 1 haftalık bir süreç sadece düzenli olmak yeterli:)