31 Aralık 2010 Cuma

Mutlu Yıllar

2010'a girerken 1 annem, 1 babam ve 2 kardeşim vardı...
Şimdi bakıyorum da 2010 bitti ve bütün bu kavramlar çoğaldı.

"pujados i no amenguados" yani "azalmayalım çoğalalım"  2011'de ne şekilde çoğalırız bilemiyorum artık; yeni bir gelin daha mı gelir (Meyir taşım sana) yoksa birilerine kardeş mi gelir, kim bilir :):)??

Umarım 2010'da yaşadığım mükemmel değişiklikler kadar güzel şeyler 2011 yıllında da olur (ki olacak olacak, özellikle Haziran'da).

Hızlı geçen hayatımızın hep böyle mutlu koşuşturmalarla geçmesi dileğiyle

2011 herkesin mutlu, sağlıklı, farklı, aşklı, istediği bir yıl olsun...

30 Aralık 2010 Perşembe

Nikah Kıyafeti

Gelinlikten daha zormuş.... Neden mi?
Gelinlikte renk belli, elbise olduğu belli, sadece model karar veriyorsun.
Nikah kıyafetinde ise ne renk istediğin, ne model istediğin, elbise-ceket mi?, etek-ceket mi?, kısa elbise mi gibi sorularla karşı karşıya kalıyorsun.... Peki kış ayında bir nikah yapıyorsan ve diktirmek istemiyorsan beyaz ve renkleri bulmak kolay mı?
Önce Halamla Osmanbey Nişantaşı'na gittim. kendisi oralarda çalıştığı için dükkanları biliyor ve kendinden emin bir şekilde beni her yere götürüyor. Ama nerdeee renk yok. Beyaz veya açık renkte elbise bir de bedenleri olan elbise bulmak imkanlı değil. Yeni sezon şubattan sonra gelir diyorlar... Ama bana şubat için lazım ve şimdi tatilken bitmek istiyorum. Ufff...
Peki ablam diyor ki gel Paladium'a gidelim bakalım bir sürü dükkan var.... Gördün mü yok...
Annem geliyor Caddebostan'da bakalım diyor... Gördün mü yok mu acaba? Var var 1 tane elbise buldum. O da ne bedeni yok:( Ama merak etmeyin sordururuz belki stoklarda beden bulunur. Amerika'ya soracağız ve saat farkı nedeniyle 1-2 gün sonra cevap gelir.
Peki ben ne yaptım o markayı internetten araştırdım ve Maçka Caddesin'de kendi dükkanına gittim. Elbise orda, bedenler orda. Bu arada elbise İngiliz markası... Ne kadar enteresan değil mi? Neyse galiba bunu alacağım.
Annem içimizde kalamasın Kadıköy'e de gidelim dedi, baktık...
Yok yok Maçka'ya gidip o elbiseyi alacağım....

Aldım :):) Resmi nikahtan sonra...


Bu arada ben de az huysuz değilim. Spor bir şey isteyip, gelin gibi olmak nasıl bir çelişkidir ki??

Nikah İşlemleri

Nikah işlemleri aslında çok kolay bir iş tabii ne yapacağını bilirsen. Sağlık raporunu halletmeden evlendirme dairesine gitmeye gerek yok. Öncelikle yakın zamanda evlenmiş arkadaşlarımdan Sibel'e sordum sağlık raporu almak için ne yapmak lazım. Anlattı, anlattı ben de not aldım... O da ne "sağlık ocakları" diyor; ama artık sağlık ocakları yok. Demek ki bunlar geçersiz.. Peki web sitesinde ne yazılı: Kadıköy dahilindeki Sağlık Ocakları,Hükümet Tabiblikleri ve Kadıköy Bel.Sağlık İşl.Poliklinikten alınan EVLENME SAĞLIK RAPORU (raporlar imzalı ve mühürlü olmalıdır)
Baktık pek bir bilgi yok hadi arayalım dedik, konuşulandan ben çok bir şey anlamadım. Neyse sağlık raporu dışında da ikametgah yazıyor yani yeni adıyla yerleşim belgesi. Muhtarlığa gittim aldım.Muhtarlığa sorduğumda aile hekimliğine git dedi (evlendirme dairesi de bunu söylemişti). Ben de gittim testleri yaptırmak için rapor istedim. Zorla raporu aldım resmen... evlendirme dairesine göre o raporda yazılanları yaptırıp sonra Aile hekimliğine onaylatmak ve sonrada belediyede sağlık bölümüne onaylatmak gerekiyor.
 Tali için de annesi gitti aldı. Gitmişken de "Kadıköy" gazetesi almış ve içinden bize bir reklam kesmiş. Evlilik için sağlık raporu hazırlanır. Biz de Dr. Rana Beşe Sağlık Polikliniğine gittik. Testlerimizi yaptırdık ve sorduk, aile hekimliğine gitmeye gerek var mı. Cevabı hayır oldu. Sabah yapılan testler saat 14.00'da teslim edildi. (Öncesinde verilmiyor).  Sonuçları aldık ve belediyede imzalattık. Belgelerimizle evlendirme dairesine gittik. Orada da öğrendik ki yerleşim belgesine artık gerek yokmuş, onlar sitesini güncellememişler. Bu aarda biz bu işlemleri yaptıktan sonra bunu hakkında şikayet ettik ve şuanda sitede bu bilgi güncellendi:NOT:İKAMETGAH,NÜFUS KAYIT ÖRNEĞİ adrese dayalı KPS sisteminden Evlendirme dairemiz tarafından temin edilmektedir.
Sonuçta belgeleri aldık gittik ama Avrupa yakasında bir yerde nikahımız olacağı için izin belgesi verdiler ve karşıdaki her hangi bir yerden tarih alın dediler. Ben de gittim 5 sn.lik bir işlem. Tarih, nerde ve kaçta sorularını sorup bir kağıt veriyorlar. İşlemler bitti....
Bu arada para kısmını da unutmamak lazım.. Biz daha yatıramadık çünkü 2011'de nikah olacağından yeni harçlar belli olunca ödeme kabul ediyorlar.... 





27 Aralık 2010 Pazartesi

Nişan Pastası

Pasta deyip geçmeyin yaz günü pasta bulmak hemde 100 kişilik çok da kolay değilmiş. Öncelikle kremalı pastalar yaz günü daha çabuk bozulabiliyor. Ama asıl sorunumuz Eminönü'nden servis edecek pasta tabağı bulamamış olmamız oldu.... Peki ne yapalım? Günümüz modası cupcake pasta.
İnternetten araştırdık, kim, nerede, nasıl yapar ve nasıl adaya ulaştırır. Sonuç: -

Eee ne olacak? Adadaki pastaneler yapabilir mi? "Zor", "deneriz", "daha önce yapmadık", güvenilir mi? Hayır.

Peki hadi Beyaz Fırın'a gidelim. Biz cupcake istiyoruz var mı? Var; bu sefer de ben beğenmedim. Sadece kek vermek gibi bir şey bu..
Tamam bulduk truffle'i küçük bardaklara koyalım, 2-3 katlı pasta servisi ile sunalım; böylece lezzetli ve şık olur...
Tek tek yapmışken de diyabeti olanları unutmayalım. 10 tanesi de diyabet olsun, herkes mutlu olsun. Tamam, ulaşımı ayarlarız dediler ve görev tamamlanır:)

Ben çok beğendim, keyifle de yedik.

Nişan

Evet, söz bitti sıra geldi nişana...
Nişan bence çok eğlenceliydi. Tali ile ben yerimizi seçtik "bizim ev", yeni adıyla annemlerin evi:)
Biraz aile arası biraz en yakın arkadaşlar. Gerçekten herkes geceye ayrı renk katıyor.

Eğlenceli gecemize gelmeden neler oldu neler. Yere karar verdik ama komşu ile sorun var babam biraz mırın kırın ediyor. Nişana 2 gün kala bile 1-2 yer araştırdık, ama biz kararlıyız başka yer olmaz.

Nişan kararı alındı, liste yapıldı: yaklaşık 100 kişiyiz. E peki bu kadar insana yemek nasıl olur? E tabii ki annem:) O her şeyin üstesinden gelir (geldi de). Peki yemek hazırlanır tamam da nasıl servis yapılacak 100 kişilik aynı tabak, çatal, bardak, masa, sandalye.... Ufff ne yapcağız şimdi? Ufak bir araştırma ve her şeyin plastiği var. Hadi anne gel Eminönü'ne gidelim, her şey orada vardır. Babam'dan tepki: siz delisin, gelin dışarıda yapalım...

Bendeki inat gideceğimizi söyledim ve gittik. Hava sıcak, erkenden gidip erkenden döneriz dedik. Sabah 7.15 vapuru ile geçtik Eminönü'ne. Dükkanlara gir-çık fiyat al. (Önceden de tavsiyeler aldık) Karar verdik Sancar'dan her şeyi hallederiz. Gerçekten de öyle oldu... Kullandığımız her malzemeyi oradan aldık neredeyse. 1-2 yer daha gezdik, süsleme bir kaç gerekli malzeme.. Tamamdır. E peki bunları adaya nasıl götüreceğiz? Sancar'daki beyle samimi olduk getiririm dedi. Peki aldım numarasını, verdik numaramızı akşama adada görüşürüz dedik. Gerçekten de akşamüstü adaya yolladılar, telefonlaştık iskeleden eve de birine taşıması için rica ettik. En önemli alış-veriş tamamdır. Ama 1 eksik ile: pasta tabağı. Pastayı nasıl yapacağımız daha belli değil, tabak bulamadık dilim pasta olmaz (onu da ayrı anlatırım).




Arada annem alış-verişi hiç bitirmedi. Her geçen gün yeni şeyler aldı. Hatta havuza koymalık çiçekler bile alındı:)

Keyifli alışverişten sonra yemek hazırlıkları başladı. Kıyafetler alındı. Tali ile müzikleri ayarladık. Metin'den bilgisayara bağlamalık hoparlörler alındı. Gündüz Sandy ve evdekilerle süslemeler yapıldı. O gün için 1-2 garson ayarlandı. Tali arada yabancı içkileri aldı (iş için gidemediği Pakistan seyahati ve gittiği Rusya seyahati'nden), birazı da hazırdı...

Unutmadan önceden yüzüklerimizi de aldık- en sade, en Tali'ye yakışan:)  Veee yüzüklerimizi çok sevidiğimiz Anneannemiz taktı:)

Geceye hazırız, herkes geldi ve çok eğlendik. Gerçekten de katılan her bir kişi gecemizi ayrı renklendirdi.
Arkadaşlar geceyi renklendirdiler, bakın nasıl? Aylin- Tali maskeleri ile herkes biz oldu... Fotoğraf çekerken görünmeyen gülmeleri bile komikti. Çok güzel bir sürprizdi bu, düşünen ve hazırlayanların ellerine sağlık.
Vapur saatine kadar da dans ettik, güldük, şarkılar söyledik.

Unuttuğum bir şey var mı?

Gelin-lik

Gelin olma fikrine alışmak biraz zaman alıyor. Ama bunu en iyi gelinlik bakmaya başladığında anlıyor insan.
Açıkçası başta çok olumsuz olduğumdan baya erken bir zamanda başladım araştırmaya. Diktirmek için sabrımın olmadığını en baştan biliyordum. Bu nedenle de almak için mağaza mağaza bakmam gerekecekti. (Hiç terziye gitmedim de değil tabii).
Herkesin bildiği Pronovias, Beyaz Butik, Vakko, Figen Bağzıbağlı gibi yerlere biraz baktım. 1-2 gelinlik denedim. Ancak o kadar kolay değil, yeniden dikim ya da yurt dışından bedenimin gelmesi lazım... Gözümde büyümedi desem yalan olur. İş yerinden Sheila'nın tavsiyesi ile bir Bağdat Caddesinde bir yere gitmeye karar verdim.
Bir perşembe akşamı, iş çıkış saatim 5 (4 Levent) ve saat 6'da  Erenköy'de olacağım. Tabii ki olabildiğinde hızlı bir şekilde 6.10'da vardım. Vardım dediysem tek başıma değil annem, ablam, yeğenim:o)
Ben olmaz dedim onlar olur dedi. Hadi deneyelim dedikten sonra gerçekten üstte farklı duruyorlar. 3 seçeneğe indirdim, biraz daha bakarım dedim...

Tüm bunların yanında gittiğim yerin sahibi Esra'nın yardımları ve ilgisi gerçekten çok güzeldi...

Ama ertesi gün dayanamadım tek başıma gittim ve kararı mı verdim. Babamı da aldım ve 3.kez gittim veeee aldım. Aslında çok basitmiş:) Aldığımda da gelin olduğumu anladım.

Haa bu arada gelinlik şuan evimde, çalışma odasında duruyor. Tali geldiğinde içi geçiyor galiba ama ne yapalım Hazirana kadar beklemeli:)

Ev-lendik..!

Evet evlendik, yanlış anlaşılmasın evimiz oldu:)
En zor şey bence evdir. Her şey en baştan yapılacak.
Yerler, borular, camlar, kapılar, mutfak, banyo....
Tabii ki her şey aynı anda yapılmayacak. Öncelikle yerler ve borular yapılacak.
Böylece ilk Koç Taş- Bahaus gezintileri başlar. Acaba yerler nasıl olsun....
Biz Tali ile uyumlu ve kolay insanlarız (kendi içimizde:o)). Hadi bu olsun diyoruz ve bitiyor. 10 yer gezmeden karar verebiliyoruz.. Aslında burada babamın faktörünü de unutmamak lazım, adam işini biliyor- bize doğru yorumu yapıyor.

Söze ne gerek var, her şey ortada

Öncelikle konu şöyle başlar: söz mü nişan mı? Her ikisi birlikte mi? Kısacık bir düşünme sonrası karar verilir, ufak bir söz olsun şimdilik sonrasında nişan yaparız....
Ufak bir söz? Söz ne kadar ufak olabilir ki? Biraz aile biraz arkadaş zaten bi 20 kişi eder. Hazırlıklar başlar...
Söz şekeri, kıyafetler, yemekler...
Çok da kolay oldu gerçekten. E mükemmel yemekler hazırlayan anne, süslemede başarılı abla ve 1-2 çevreden arkadaş.... Tabii ki her şey güzel oldu....





Bunlar benim açımdan hazırlık peki o gece neler oldu? Öncelikle geleneklerimizden olan gümüş tabak geldi. Ben dünden razı olduğum için hemen hadi açıyorum dedim ve açtım, hayırlı olsun şeker-çikolatalarını dağıttım:):) "verdik gitti" oldu:o)








Unutmadan çook önemli bir şey oldu. Bizim geleneklerimizden diğer bir şeyde geline çiçekler yollamaktır. Yalnız damadımız koparılmış çiçek pek de sevmez. E ağaç da yollayacak değil. Peki ne yapacak? Dünyanın en lezzetli mandalinalarını bulup yollayacak:o) Özenle araştırılmış, seçilmiş ağacım bize geldi. Gerçekten de çok güzeller. (Bu arada tatmadan duramadık, azcık da olsa yedik)









(Unutmadan söz gecesi damada(şimdiden sonra Tali diyeceğim:)) tuzlu kahve de unutulmadı. Ama biraz çok tuzlu olsun dedik soya attık. Merak etmeyin hepsini içmedi- içmesin de:) Bir yudum aldı, fotoğrafa yetti:)

23 Aralık 2010 Perşembe

22 Mart 2010'da hikayemiz başladı

22 Mart Pazartesi akşamı daha önceden tahmin ettiğim ve hazırlıklı gittiğim buluşmamızda evlenme teklifini aldım.
Tabii almak o kadar kolay olmadı 7 sene geçti, gerçi o akşamki bekleyiş bir 7 sene dahaydı... Neyse o da cevap için bekledi. Önce bir süre birçok kız gibi  (enteresan bir şey bu) ağlamaya başladım. 5-10 dk değil, neredeyse 30 dk. sonunda da evet dedim. En çok merak ettiğim eğer o gün evlenme teklif edeceğini bilmeseydim acaba nasıl olacaktı, ne kadar ağlayacaktım...
Neyse herkes arandı, güzel ve beklenen haberler verildi. Ertesi gün de hazırlık başladı.
Daha düğün günü alınmadı ama birçok detay...